"Fenerbahçe'ye yarı finalde Benfica çıktı… Radyodan dinlemiştim maçı, goller peş peşe geliyordu… Maçın ertesi günü sokakta konuşurken, arkadaşlardan biri 'Yahu' demiş, 'Bir gol de biz atalım bütün misketlerimi vermeye razıyım.' Diğeri atıldı: 'Ben de hazırım vermeye gazoz kapaklarımı, hem de Ali Kemâl'i, Gökmen'i, Ziya'yı, Kör Tuğrul'u.'"
Mehmet Yüce'nin, Türkiye futbol tarihi çalışmasının üçüncü ve son cildi, 1952'den 1992'ye uzanan kırk yıllık dönemi ele alıyor. '50'lerden '60'lara uzanan kesit, tam anlamıyla romantik dönemdir. Sonra, masumiyeti bitiren yeni çağ başlıyor. Aslında ikisi arasında bir geçiş var; arada "romantik çağın son silahşorları" misali bir Metin-Ali- Feyyaz mesela veya bir Trabzonspor çıkabiliyor... Yeni çağ tam olarak, Metin Oktay'ın rekorunu kırması için Tanju Çolak'a ikram edilen kolay golle başlıyor Yüce'ye göre. Yine zengin bir tarihsel döküm… Yine taşrayı ihmal etmeden, her hikâyenin, her kahramanın hakkını veren, zengin bir anlatı…