İçişleri Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın ortaklaşa düzenlediği ''Spor Müsabakalarının Güvenliği Çalıştayı'' Ankara'da başladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, " Gelecek sezonda bu tür olayları önlemek amacıyla tüm spor müsabakalarında, gerek saha içi gerek saha dışında kolluk birimlerimizce gerekli emniyet tedbirleri titizlikle aldırılacaktır" dedi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, spor müsabakalarının medeni toplumların birlik ve beraberliğinin tesisinde önemli rol oynadığını belirterek, Türkiye'nin toplumsal yaşamında özellikle futbol karşılaşmalarının önemli olduğunu vurguladı.
"Amacımız her alanda olduğu gibi spor müsabakalarının da birlik ve beraberlik duyguları içinde, olaysız şekilde gerçekleşmesini temin etmektir" ifadelerini kullanan Güler, geçen yıl spor müsabakalarında ölümle sonuçlanan olayların yaşandığını hatırlattı.
Spor müsabakalarındaki birlik ve beraberlik ortamının, holiganların ve holiganizmin gölgesinde kaldığını söyleyen Güler, şunları kaydetti: "Gelecek sezonda bu tür olayları önlemek amacıyla tüm spor müsabakalarında, gerek saha içi gerek saha dışında kolluk birimlerimizce gerekli emniyet tedbirleri titizlikle aldırılacaktır. Kanuna muhalefet edenler teknik cihazlarla tespit edilerek haklarında yasal işlem yapılacak. Bu kişiler spor müsabakalarını seyirden yasaklanacaktır. Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlüğe girdiği 14 Nisan 2011'den bugüne kadar 4 bin 447 kişi hakkında yasal işlem yapılmıştır. 2 bin kişinin spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbiri halen devam etmektedir. Seyirden yasaklılığı devam edenlerin sadece 685'i kolluğa başvuru yükümlülüğünü yerine getirmiş, diğerleri hakkında ise adli makamlara suç duyurusunda bulunulmuştur."
Bedava bilet dağıtımı ve taraftar organizasyonlarıyla ilgili bazı tespitleri de paylaşan Güler, "Bir kısım tribün liderleri müsabakalarda kendileri suç işlememekte, özellikle yaşı küçük çocukları meşale yakma, sahaya girme, yaralama ve mala zarar verme gibi suçları işlemeye azmettirmektedirler. Bazı spor kulüplerince tribün liderlerine her maç öncesi bedava bilet verilmekte, bu kişiler biletleri karaborsada fahiş fiyatlarla satarak gelir elde etmektedir" dedi.
Bazı taraftar gruplarının bedava bilet alamayınca spor kulüplerine ve yönetim kurulu üyelerini tehdit ettiğini dile getiren Güler, "Spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği yalnızca polisiye tedbirlerle değil, ilgili tüm kuruluş ve paydaşların görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirmesiyle ortadan kaldırılabilir" diye konuştu.
Elektronik Bilet Projesi
Elektronik bilet uygulamasına derhal geçilmesi ve spor alanlarına kamera sisteminin kurulması gerektiğini kaydeden Güler, bu kapsamda ilgili kurumlardan beklentilerin olduğunu söyledi.
Güler, şunları kaydetti:
"Bu işin olmazsa olmazı budur. Bir diğeri ise spor savcılığı uygulaması yaygınlaştırılmalı ve çok faydasını gördüğümüz bu uygulamada koordinasyon devam ettirilmelidir. Sürekli suç işleyenler hemen serbest bırakılmamalı, haklarında adli makamlarca seri bir şekilde en azından gözaltı kararı verilmeli ve nezarette bekletilmelidirler. Seyirden yasaklı taraftarlara bilet satılmamalı, deplasman müsabakalarına giden taraftarlara bilet satışı kimlik bilgileri alınarak yapılmalı ve bu kişilerin bilgileri emniyet birimlerince verilmelidir. Spor kulüplerince biletler taraftarlara uyulması gereken kuralları belirten taahhüt karşılığı satılmalı, taahhütnamede belirtilen hususlara aykırı hareket edenlere bilet satışı yapılmamalıdır. Bu dönemde böyle bir uygulamayı başlatmış olan kulüplere de teşekkür ediyoruz. Özel güvenlik görevlileri, spor güvenliği alanında sürekli eğitimden geçirilmeli ve sertifikalı olanlar müsabakalarda görevlendirilmeli. Özel güvenlik hizmeti Türkiye Futbol Federasyonu tarafından satın alınmalıdır."
"Yüz tanıma sistemleri kurulmalı"
Emniyet Genel Müdürlüğünün elektronik bilgi bankasının Türkiye Futbol Federasyonu ve Spor Genel Müdürlüğü'nün kullanımına açılacağı için altyapı çalışmalarının hızlandırılmasının önemine değinen Güler, şu açıklamalarda bulundu:
"Taraftar yasaklar ve cezalar konusunda kulüplerce eğitilmelidir. Spor alanlarına seyirden yasaklı taraftarların takibi için yüz tanıma sistemleri kurulmalıdır. Bu görev Türkiye Futbol Federasyonu ve spor kulüplerine düşmektedir. Kulüpler Birliği Vakfı'nın da bu konudaki koordinesini ve yardımını da beklemekteyiz. Müsabakaların risk analizi yapılarak saha içi ve dışında daha fazla kolluk personeli görev alacaktır. Stadyum ve spor salonlarında taraftarların üst aramaları, kolluk kuvvetlerinin gözetiminde özel güvenlik görevlilerince yapılmaya devam edilecektir. Gerektiğinde bizzat kolluk personelince bu aramalar yapılacak ve taraftarlar yasaklı maddelerden arındırılacaktır. Takım ve taraftardan sorumlu gözlemci polisler deplasman müsabakalarına giderek özellikle holiganları takip edecektir. Spor alanlarına yasaklı maddelerin sokulmasına da hiçbir şekilde müsaade edilmeyecektir. Holigan gruplarının bulunduğu tribünlerde gerektiğinde suç işleyenleri tespit amaçlı sivil ve resmi kolluk personeli bulundurulacaktır. Kısacası bundan sonra kolluk birimleri müsabakalarda daha aktif ve daha fazla sayıda görev alacaktır."
İçişleri Bakanı Güler, bu konuda federasyonlara, spor kulüplerine, tribün liderlerine ve taraftar gruplarına önemli görevler düştüğüne işaret ederek, yeni sezonun Türk sporu ve kulüpler için hayırlı olmasını diledi.
Bakan Kılıç, "Spor alanlarında kanuni gerekleri hatırlatmayı çok medeni bir yaklaşım olarak görmüyorum. Tüm taraftarlar, dernekler, sporseverler, futbolseverler, kulüp başkanları, yöneticileri ve TFF, kanundan kaynaklanan yetki ve görevlerinin gereklerini yereni getirdikleri takdirde, zaten spor alanlarında ve statlarda beklenmedik gelişmelerin yaşanması mümkün değil. Bununla birlikte sıra dışı gelişmeler yaşanırsa ne olur, elbette polis ve savcılar görevinin gereğini yerine getirir. Zaten kameralı güvenlik sitemi ile elektronik bilet uygulaması, yeni çıkan hususlar değil. Bunlar, 2011 yılının mart ayında çıkan kanunun esasları. Bunun gerekleri de sezon başına yetiştirilecek. Hiçbir taraftar, polis marifetiyle stat dışına çıkarılmasın, hiçbir spor savcısı da herhangi bir futbolsever hakkında 6222 sayılı Kanun'dan doğan yetkilerini kullanmak zorunda kalmasın. Kardeşlik, barış, hoşgörü ve centilmenlik prensipleri içinde spor alanlarında müsabakalara devam edilsin. Tercihimiz ve doğrusu da budur" diye konuştu.
Bakan Suat Kılıç, e-bilet uygulaması ve kamera takip sisteminin ilk etapta şampiyon kulüplerin bulunduğu 3 ildeki uygulamaya geçirileceğini belirterek, "İstanbul'da 3 stat, Trabzon'da Avni Aker Stadı ve Bursa'da Atatürk Stadı, sezonun hemen başından itibaren uygulamaya geçecek. Daha sonra da Süper Lig statlarının tamamı ile PTT 1. Lig statları bu uygulamaya yetiştirilecek. Olimpiyat, Kasımpaşa, Şükrü Saraçoğlu ve Türk Telekom Arena, İstanbul'da, Trabzon ve Bursa da Anadolu'da olmak üzere 6 stadyum sisteme entegre hale getirilecek" şeklinde konuştu.
Kulüp başkanları ve yöneticilerinin tansiyonu düşürecek açıklamalar yaptıkları takdirde Türkiye'de tek bir saha olayının yaşanacağına ihtimal vermediğini dile getiren Suat Kılıç, "Özellikle derbi maçlar öncesi tansiyonu düşürecek, gerilimi azaltacak açıklamalar yapıldığı takdirde futbol taraftarları bu açıklamaların gereğini yerine getirecektir. 6222 sayılı Kanun sadece Bakanlığa, federasyona, medyaya ve taraftar derneklerine sorumluluk getirmiyor. Bu kanun aynı zamanda futbol kulüplerine, başkanlarına ve yöneticilerine de sorumluluklar getiriyor. Onların da bu sorumlukların gereğini yerine getirmek gibi bir görevi var" diye konuştu.
Deplasman yasaklarına da değinen Bakan Kılıç, bu yasakların arkasında Gençlik ve Spor Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, valiler ve emniyet müdürleri ile il güvenlik kurullarının olmadığını ifade ederek, "Bu sadece ilgili kulüplerin kendileri aralarında aldıkları kararlardan ibarettir. Bize göre yanlış bir uygulamadır. Taraftar birbirine yabancılaştırılmaktadır. Deplasman yasaklarından bu sezon vazgeçilmelidir. Yöneticiler gereken önlemleri almalıdır. Kulüplerde taraftardan sorumlu yönetici uygulamasına bir an önce geçilmelidir" ifadelerini kulandı.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Spor Müsabakaları Güvenliği Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, sporda şiddet olaylarının sadece taraftarları ilgilendirmediğini, bunun piramit olarak aşağı doğru gittiğini belirterek, şunları söyledi: "Türkiye'de kulüp başkanlığı, Kulüpler Birliği başkanlığı yapan ve federasyon başkanı olan tek kişiyim. Bu olayların yönetimden kaynaklandığını adım gibi biliyorum. O yüzden başkanlarımızın ve yöneticilerimizin verdiği demeçler, taraftarlarıyla olan bilet ilişkileri önemli. Rakip gördüğümüz Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları ile diğer takım taraftarları da dahil hepsi ortak. Hepsi altlarında arabalarla birlikte geziyor. Bunlar bir organizasyonun içinde yönetimleri tehdit ediyor. Federasyonumuzun uyguladığı cezaları öyle bir takip ediyorlar ki stat kapatma veya maç kapatma dönemine geldiği zaman iki tane taraftar temsilcisi kulübe geliyor, 'Bağırırız, stadı kapattırırız. Bir sonraki maçı seyircisiz oynarsın' diye başkan ve yöneticilerle bir ilişki içine giriyor. Bunları biliyoruz fakat bizim federasyon olarak belli bir tedbirimiz, belli bir talimatnamemiz var, ona göre hareket edebiliyoruz. Gerisi yargı ve emniyetin görevi oluyor."
Demirören, yarın yapılacak yönetim kurulu toplantısında, başkanların, yöneticilerin, futbolcuların ve antrenörlerin demeçlerinin cezalarını hem maddi hem de stada girmeme olarak arttıracaklarını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı: "Bunun için en önemli adım, e-bilet. Bu uygulama normalde 2014 Nisan ayında girecekti. Geçen seneki taraftar olaylarını gördükten sonra ki buraya hep siyasi bir olay katılmaya çalışılıyor, zaten taraftar olayları ayyuka çıkmış durumda. e-bilet'e geçmek için bir şey olmasına gerek yok. İhalemizi bitirdik. İhale firmamızdan tekrar bir ricamız oldu. Yeni sezonla birlikte Olimpiyat, Kasımpaşa, Beşiktaş, Galatasaray, Bursa ve Trabzon statları olmak üzere toplam 6 statta 18 Ağustos'tan 15 Eylül'e kadar e-bilet uygulaması başlayacak. Bu uygulama sonrasında da işler yine sizlere düşüyor. Bugün futbola bakın, kötü tezahürattan seyirci gelmiyor, aile yok. Sayın Bakanımızın söylediği bir şey vardı, bunda hemfikirim. Kulüplerimizden rica ediyorum, maçlar gündüz oynansın. Gece oynandıkça işin içine içkiye kadar her şey giriyor ve seyirci daha agresif oluyor. Bunlar da futbolun güzelliklerini bozuyor. Önemli olan buradaki konuşmaların ardından uygulamaların uygulanır hale gelmesi. Federasyon olarak biz hazırız ve sorumluluklarımızı biliyoruz. Bu sorumlulukları kulüpler, yöneticiler, emniyet, yargı ve herkesin paylaşması lazım. Biz elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu çalıştayın hayırlı olmasını diliyorum."